3 Temmuz 2013 Çarşamba

AZMİN HİKAYESİ VE BOLLUK SEÇİMLERİMİZ


                 
AZİM (TEK KOLLU ŞAMPİYON)

 Japon çocuğun tek hayali çok ünlü bir karateci olmaktı. Fakat ailesi buna izin vermezdi. Bir gün talihsiz bir kaza sonucu çocuk sol kolunu kaybetti.
 Ailesi çocuğun moralinin çok kötü olduğunu görünce ona bir karate hocası tuttu. Hoca ilk dersinde çocuğa karsısındakini sağ koluyla tutup üstünden savurmayı . gösterdi. Hatta ikinci, üçüncü ve sonraki bütün derslerde hep aynı hareketi yapıyorlardı.
Çocuk bir gün hocasına "hocam ben çok sıkıldım, artık başka hareketlere geçsek" dedi. Hoca ise bunu kabul etmeyerek dünyada bu işi en hızlı yapan kişi olmadıkça bitirmeyeceğini söyledi. Çocuk o kadar hızlanmıştı ki, hocasını bile göz. Açıp kapayıncaya kadar yerden yere vuruyordu. Bir gün hoca elinde bir kâğıtla geldi kağıtta çocuğun gençler karate şampiyonasına katılabileceği yazıyordu.
 Çocuk çok şaşırdı. Ertesi gün salonda ilk rakibinin karşısına çıkacakken heyecanla hocasına sordu, "hocam bu iş nasıl olur? Ben sadece tek hareket biliyorum kesin kaybederim" Hocası ise "sen. Sadece hareketi yap" cevabını verdi.
 Çocuk ringe çıktı ve hareketiyle rakibini eledi. Hatta tek hareketle finale kadar çıktı. Finalde karşısında kendisinin iki katı birisi vardı. Önce çok korktu ama gene bildiği hareketi yaparak son rakibini de yendi ve şampiyon oldu.
 Sevinçle hocasının yanına koştu ve sordu
 "hocam nasıl olur anlamıyorum, sadece bir hareket biliyorum, tek kolluyum ve şampiyon oldum"
 Hocası çocuğa baktı ve dedi ki,
 "senin yaptığın hareket karatedeki en zor hareketlerden biridir.
Ve bir tek savunması vardır
 O da, rakibin sol kolunu tutmak".  Dedi.

                                                     BİZİ BİZ YAPAN SEÇİMLERİMİZDİR.

      Hepimiz özgür irade ile yaratıldık. Hayat yolumuzu seçmeye, rotamızı belirlemeye ihtiyacımız var. Peki, kaçımız bunu yapabiliyoruz? Kaçımız kendi arabamızın direksiyon koltuğunda oturarak yolumuzu belirliyoruz. Eyleme geçen biz miyiz, yoksa başka kişiler mi ne yapmamız gerektiğine karar veriyor.
Bu çok önemli bir sorudur ve cevabını almak için de kendi içimize dönmeli ve sorgulamalıyız. Davranışlarımıza bakarak, hayatımızı ne yönde devam ettirdiğimiz de bize kontrolün kimin elinde olduğunu gösterir. Eğer özgür irade ile yaratıldıysak bunu kendimize borçluyuz. Kararlarımızı alamazsak muhtemelen bundan sonraki hayatlarımızı da mışlı hayatlar olarak yaşamaya mahkûm oluruz.
Ben ilk direksiyona geçtiğimde _ama gerçek anlamda_37 yaşındaydım. Bu yaşıma kadar hayatımı başkalarını geliştirmek, onları onurlandırmak ve ailemle ilgili olumlu davranışları sergilemek için yaşamışım. Yani arabanın direksiyon koltuğunda ben değil hep başkaları oturmuş. İyi bir eş, iyi bir anne, iyi bir evlat, iyi bir kardeş, iyi bir abla, iyi bir arkadaş olmak için zaman harcadım durdum. Aradan zaman geçtikten ve kendimi bulduktan sonra ise bir baktım ki her şey olmuşum ama kendim olamamışım. Ve gerçek anlamda kimseyi de mutlu edememişim. Tabi kendimi de. Anladım ki ben mutlu olursam, ben kendim olursam işte o zaman gerçek mutluluğu kendimle beraber herkese yaşatabileceğim yüzden hemen durdum ve neler yapabileceğime baktım. Hayatımın nasıl devam etiğine ve prensiplerimin neler olduğunu keşif ettim. Tüm bunları nasıl yapacağımı defalarca yapmış olduğum hatalarımdan sonra, çıkardığım derslerden öğrendim. Çünkü hata yoktur, sadece deneyim ve tecrübeler vardır
Hayatımda yaptığım bu en büyük keşfin bir formülü var mıydı acaba? Evet, vardı ve ben bu kadar basit olduğunu anladığımda geçen zamanlarımın boşa harcandığını düşündüm ilk önce… Ama sonrasında boşa harcanan zamanların bizi olgunlaştırdığını düşünerek, bu söylemden vaz geçmeye karar verdim. Hiç bir şey için geç değildir… Unutmayın ki dünyanın en akıllı insanları mutlu olmayı bilenlerdir.
Herkesin özgürce kullanabileceği seçimler diyarı vardır ve burası sizin özel alanınızdır. İstediğiniz her şeyi seçebiliriz. Seçtiğiniz hayatı ise doyasıya yaşayarak tadını çıkarabilirsiniz. Evrene(Tanrıya) yüksek sesle seslenin. Ona deyin ki ;
Teşekkür ederim Tanrım. Simdi bilinçaltımda paraya ve bolluğa olan tavırlarımın içsel şifasını kabul ediyorum. Bütün kalbimle bu iyileşmenin tüm yanlarını minnettarlık, teşekkür ve sevgiyle kabul ediyorum. Sadece bir tek Yaratıcı Sebep vardır, o da Tanri. Sadece bir tek ortak bilinç vardır, o da Tanrı. Sadece bir tek yaşam vardır, o da Tanrı. Sadece bir tek öz vardır, o da Tanrı. Sadece bir tek kaynak vardır, o da Tanrı.

Bu mevcut sürekli yayılan evren, Tanrının medarı iftiharıdır. Evren esnek, akıcı, ilerleyen bir yaratıdır. Yaratıcılık, Bilinç, Hayat ve Tanrının Özüyle birlikte tamamen canlıdır. Tanrı, herkesin bu evrensel bolluk ve bereketin ihtişamını paylaşması demektir. Tanrı benim için onun bolluk ve bereketini paylaşmam demektir.

Tanrı beni yarattı o halde onun isteğinin bir aracıyım. Tanrı beni yarattı böylece benim içimden kendini gösterdi. Tanrı beni ilahi sevgi ve bilgeliğin bir kanalı olmam için yarattı. Tanrının isteklerini yerine getirebilmek, onun işlerini yapabilmek ve Tanrının sevgisini alabilmek ve bu olası basarîyi meydana getirebilmek için evrendeki tüm olası kanallardan gelen bolluk ve berekete açığım. Bolluk ve bereketin bana dönmesini hak ediyorum ve buna layığım.

Bu yüzden Tanrı’nın bolluk ve bereketin para, enerji, neşe ve sevgi kalıplarındaki sirkülâsyonunu kabul ediyorum. Para benim için Tanrı’nın bana olan sevgisinin fiziksel manifestosudur. Para, Tanrı’nın mali işler dünyası ruhunun dolaşımıdır. Para, Tanrı’nın hayatımdaki hareketidir ve herkese karsı harika bir biçimde, bütünsel olarak bir kutsanmadır.

Evrenin bolluğuna dâhil olmak benim doğuştan gelen hakkımdır. Parasal bolluğa sahip olmayı hak ediyorum ve hayatımda bu parayla zenginleşiyorum. Tüm istediklerim ve ihtiyaçlarım için gerekenden daha fazla paraya sahibim. Her zaman paramı akıllıca ve sorumluca kullanıyorum. Parayla ilgili cömerdim ve onu hem kendim hem de diğer tüm kişilerin en yüksek hayrına olması için dolaştırıyorum. Paranın bana ve diğerlerine iyi olduğunu biliyorum.

Para, Tanrı’nın hayatımdaki aktivitesinde, banka hesaplarımda, yatırımlarımda ve elimi koyduğum her şeydedir. Benim param Tanrı’nın parasıdır: İçeri ve dışarı akmasına izin veriyorum. Bütün düşlerimi yerine getirmek için gereken desteği sağlayacak olan paranın kullanılabilir olduğuna olan inancıma her zaman güveniyorum.
Paramı verdiğimde, onun bana binlerce kat daha fazla geleceğini biliyorum. Para bana özgürlük getirir. Para beni keyiflendirir: Onu takdir ediyorum ve Tanrı’ya onun için teşekkür ediyorum. Bu özgürce akan bolluk ve bereketin her zaman bana aktığını ve Dünya sona ermeksizin devam edeceğini biliyorum ve bileceğim. Tüm bu inançlarımı simdi gerçekliğime dönüştürüyorum. ÂMİN.                                             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder